Ağustos 24, 2009

Kopyalansak Keske...


Kopyalasak beni. Benden, benler yapsak.
Kimi 6 yaşinda olsa, kimi olsa 15 yaşinda, kimi 22 de kalsa, kimi 24 olsa, kimi 26...
6 yaşim, hep o okula basladim resmindeki gibi, orgulu sacli, siyah onluk beyaz yakali olsa. Okumayi ogrense, yeni dunyalari kesfetse kucuk adimlarla. Okulun bahcesinde kossa, annesinin sicacik eline teslim etse ellerini. Hep guvense hayata, kahverengi gozlerindeki isik hic sonmese.

15 yaşim, hep cok sevdigim kirmizilar giyse ve hep bir telas gelecege hazirlansa. Ankara Yenimahalle'nin sokaklarinda elinde test kitaplari ile kossa, yuregindeki umut ve heyecanlari tazelese her gun...

22 yaşim, hep kendini yolun cok basinda hissetse. Ama icinde kocaman bir potansiyel oldugunu tekrarlasa kendine defalarca. Ilk maasini kazansa hep, hic bitmese o ilk maasi ve gonlunden gecen herkese yardim edebilse, kucuk sevinclere vesile olsa...

24 yaşim, buyuk denizlere acilan bir kaptan gibi cesur ve korkusuz kararlar alsa yeniden Ama kazanacaklari ile kaybedebileceklerini daha inceden suzse... Kendi duzenini kurarken, kararlarinin etkileyebilecegi tum diger kisileri de yanina alabilse. 24 yaşim, kavussa, ayrilsa, ozlese ama en sonunda hep kavussa sevdiklerine.

26 yaşim hep o yilki kadar heyecanli ve yuregi agzinda yaşasa! Yuregi kulaklarinda atsa, ayaklari bulutlara dolansa... Hayatinin en anlamli beyazinin icinde kalsa mesela 26 yaşim, hep o gun kadar mutlu olsa, kalbi nisan yagmuru telasinda olsa...

Bu yaşimi da kopyalasak, mesela bi tane de 29 olsa benden ve hep 29 kalsa, icinde tomurcuklanan yeni bir canla.Yeni sorumluluklari dusunen, planlamaya ve organize olmaya calisan, icindeki minicik bir kipirtiyi 2 saat boyunca beklese, o kipirti gelince dunyalari almis kadar mutlu kalsa mesela 29 yaşim...

Keske, kopyalayabilsek beni degisik yaşlarimda kalsam o kopyalarla. Hic unutmasam, beni buyuten, olgunlastiran, mutlu eden, bazen aglatan, ders almama vesile olan anilari. Kaldirim taslarinda, her yaşimdan ayak izleri olsa hep. Bebek ben olsam, simdiki ben olsam.

Keske, kopyalayabilsem tum sevdiklerimi, degisik yaşlari ile...

Ağustos 18, 2009

Emniyet Kemeri


Emniyet kemeri, hayata baglar gercekten, ozellikle bu ulkede.
Canim, Goddess Artemis, emniyet kemerini takarak, ne kadar dogru davrandigini kanitladi bir kez daha.
Trafigin sakasi olmuyor, cunku bizim ulkemizde ehliyet almanin tek kosulu 18 yasini doldurmak. Tek kosul bu, boyle olmadigini iddia eden bir aklibasinda kisi cikamaz eminim.
Hepimiz o sinavlardan gecip aldik ehliyeti, 5 dakika arac kullanarak. Arac kullanabilmek en dingin psikolojiyi, empatiyi, nezaketi, teknik bilgiyi gerektirir.Ama kimin umrunda!
Elinde bira sisesi, gunduz saat 16:00'da arac kullanabilen, icerek arac kullandigi yetmiyormus gibi, o siseyi camdan savurup, Goddess Artemis'in kaza yapmasina sebep olan o kisi, ruhen ne kadar saglikli? Vites, debriyaj, gaz, fren komutasini saglayabildigi icin ehliyetli olmayi hak ediyor mu? Ehliyet, ömürlük hak edilen bir belge oldugu muddetce, hepimizi hayata baglayan emniyet kemeri olacaktir, tabii sansliysak!
Araca biner binmez, on koltuk, arka koltuk demeden, ilk isimiz emniyet kemeri takmak olsun ne olur. Bebisler icin arac koltugu ve emniyet kemeri detayi atlanmasin. Bu kadar kuralsizlik, denetimsizlik icinde, isimizi bir an icin bile sansa birakma luksumuz yok bizim.
Canim, Goddess Artemis, cok cok gecmis olsun. Seni cok seviyorum.

Ağustos 17, 2009

Kagittan Sandal


Kagittan bir sandal gibi seni sevmek. Usul usul dalgalarla, mavi bir legenin icinde yuzdurulen, narin cocuk elleri ile katlanmis bir kagittan sandal gibi, eglenceli, o kadar narin ve dayaniksiz.

Suya dayaniksiz bir sandalin tezati yarattigi tezatlar yaratirsin yuregimde. Karsi kiyiya gecebileceginden supheli bir sandal yolcusu olarak ben, her seferinde tek biletli yolcusuyumdur o sandalin.


Sandal batar, yeni bir sandal katlar cocugun minik elleri. Yeni bir sandalla, yeni bir oyun kurar kendine.


Benim yuregimde batan sandalin icinde sulara gomulur, seni sevmeye ait tum umutlar ve hayaller. Yeni bir hayat kurmak, zordan cok ote, imkansiza bes kaladir.


Yazan: Best Wishes
Neden yazdi: Bir sebebi yok, ithaf edileni de yok, bir cikis noktasi da yok. Duygular arasindan bir cikis, bir not alma sadece...

Ağustos 15, 2009

Yıllık Izin


Gectigimiz 10 gun o kadar yogun gecti ki, hic bir sey yazamadim.

Isyerinde yillik izinleri kullanan arkadaslar vardi, bir de ay sonuna denk gelince, surekli mesai yapmak zorunda kaldim.Aslinda biz, yani ben ve bebek, iki kisi olarak mesai yaptik. Aksam yuruyuslerimizi de aksattik...


Takip ettigim bloglari okuyamadim ve yuruyus de yapamadim ya, insan gercekten bir eksiklik hissediyor. Yapilmamis odev gibi bir eziklik duyuyor.
Ama, mutlu sona ulastik, biz de yillik iznimizden bir parca da biz aldik. 1 hafta boyunca izinliyiz, oley... Ankaraya geldik dun gece -bu arada benim Ankaradaki emektar bilgisayar noktalama isaretleri yapmiyor, sadece virgul nokta ve 2 nokta oluyor, unlem soru isareti falan yok, dumduz yaziyorum, affola - 1 hafta ailemizle ve sevdiklerimizle beraberiz.
Yillik izin adi degisse, aylik izin olsa mesela, her ay izin kullansak, daha cok zaman ayirsak, gec uyanmalara, sabah kahvaltilarina, bir kitapla saatler harcamaya, aylak dolasmaya...
Bu blog bu hafta, yillik izin dolayisi ile :P Ankaradan guncellenecek ozetle...
Herkese sevgiler ve guzel bir haftasonu dileklerimle...

Ağustos 07, 2009

Yagmur Yagiyooor!


Yagmur yagiyoooor
Seller Akiyoooor,
Best Wishes ve bebisi camdan bakiyor,
Yagmur yagiyoooor,
Seller Akiyoooor,

Haftasonu da serin olsun, yagis olsun diye,
Best Wishes ve bebisi dua ediyoor...

(Bu renk bana yagmura en uygun renk gibi geldi? Ne dersiniz, beyaz bir kagidin uzerine yagmur cizsseydik, ne renkle cizerdik ki baska?)

Nasil bir yagmur yagiyor burada, hava nasil guzel serinledi bugun. Bir kac gecedir, sicaklarda uyumakta gucluk cektigimiz icin cok mutlu olduk...

Bir baktik, agaclar daha canli canli yesillenmisler, yapraklardaki tozlar pisler kaybolmus.

Bir baktik, kuslar, kediler, su birikintilerinden su icer olmus.
Bir baktik, daha dun silinen camlarimiz, hafiften dalgali olmus :)
Camdan disari bir baktik, mutlu olduk, paylasmak istedik!


YAĞMUR YAĞADURSUN

Dışarda yağmur yağadursun
Ve içerdeyse bütün eşyan
Esneyip senin gibi her an
Pencerelerden bakadursun
Dışarda yağmur yağadursun
Ve yağmur gibi sonsuz olan
Gözyaşların ve sayıklaman
Camlarda halka halka dursun
Dışarda yağmur yağadursun
Ve zaman, yavrum, zaman da
Yağmur gibi oluklardan
Ve ellerinden akadursun

Cahit Sıtkı Tarancı

Ağustos 06, 2009

Jehan Barbur


Her dinledigimde icimi urperten bir sesten bahsedecegim bugun, Jehan Barbur.
Nasil yumusak, nasil icli bir ses. Sarkilar da cok guzel. LLola's ın bahsettigi masallardan kalan sarkilar gibi.

Sevdim cok sevdim... Albumun adi uyan ama buyuklere ninniler de olabilirdi bence...
Sarki eklemeyi bilsem, asagidaki sarkiyi ekler bi dinleyin derdim ama bilmiyorum maalesef...
Ama su sozlere de bakinca ne demek istedigim anlasilir sanirim.

En icten tavsiyelerimle :)

(Goddess Artemis'e ithafen...)


UYAN
Belki çocukluktan kalan
Küçücük bir hikayenin
Ardından gitmek içindir uykular
Belki yaşanmamış yaşanacak
Onca hayal peşinden koşmak için, bütün masallar.
Uyan uykundan çok uyursan herşey geçer yaşamadın
Uyan güzel uykundan ne kadar tatlı da olsa
......
Cok uyursam gözlerim mahmur kalır güneş ısıtmaz kirpiklerimi
Uyan uykundan güzel kız içi güzel yüzü güzel canı çok şeker :)

Ağustos 04, 2009

"IYI" OLMAK


Sonsuz bir huzur, sonsuz bir sevgi, bagislanma istegi, iyi olma ama gecekten iyi olma istegi, merhamet, dinginlik sariyor bazen icimi, her zamankinden daha yogun. Herkese olur belki ara sira, incinmemek ve incitmemek gundemiyle yasamak. Her sabah ve her gece, hayatin tum guzellikleri ve iyilikleri ile, tum kotuluklerini bertaraf edebilecek guc icin yalvarmak. Acimasiz, vicdansiz, haksiz her turlu eylemden sakinmaya calismak, ic seslerle hesaplasmak. Bazen sozle, bazen gozle, bazen gonul yoluyla, ozurler dilemek...

Bu aralar boyle bir ruh hali icindeyim...Bagislamak ve bagislanmak zamanini yasar gibi. Sagduyu, merhamet ve adalet icin yaradana siginmak, manevi destekle, madde hayatini katlanilir kilmak sureci.

Duygusal ve duyusal olarak, algilarimin daha acik oldugu, daha pastel renklerle hayata baktigim bir donem... Inanarak atilan her kucuk adim, amacsiz uzun yollardan katetmekten daha cok yol almaktir...

Herkese olur belki ara sira, incinmemek ve incitmemek gundemiyle yasamak. Incinmemek ve incitmemek dileklerimle...


AFFET BENİ DÜNYA
Bugün bütün iyi kalpliliğim üzerimde
Cümle düşmanlarımı affettim
Yediğim meyvalardan
Kokladığım çiçeklerden af diliyorum
Yerde yürürken gördüğüm
Sebepsiz kanına girdiğim
Zevk için öldürdüğüm
Böceklerden af diliyorum
Dağdan, topraktan, taştan
Evlattan, akrabadan, arkadaştan
Yağan yağmurdan, doğan güneşten
Denizlerden, göklerden af diliyorum
Yıllardır kahrımı çeken kadından
Ondaki yaşamak ümidinden
Baba evinden, ana sütünden
Yediğim ekmeklerden af diliyorum
Kadrini, kıymetini bilmediğim
Hayali ile bahtiyar olmadığım
Otuz yıl arayıp bulmadığım
Geleceklerden af diliyorum

Umit Yasar Oguzcan
 

Best Wishes... | Creative Commons Attribution- Noncommercial License | Dandy Dandilion Designed by Simply Fabulous Blogger Templates